Ali Beyin “Marksist” olayazmasında, Marksist olan pek çok kişi gibi Marksizmden ziyade Marksistler rol oynamıştı belliki. Kelime oyunu yapmıyorum bu Marksizm’in en müzmin problemidir. Hatta Kapitali İncil’den sonra en çok basılan-okunan kitaplar arasında yer alan Marks’ın büyük sorunu da popülaritesinden kaynaklanır.

MELİH ALTINOK

Ali Koç’un “Kapitalizm bütün kötülüklerin anasıdır” manasındaki sözlerini duyunca işi şakaya vurduk. Vurulmayacak gibi de değildi hani.

Marks’ın yeryüzünde “temel çelişki” diye tanımladığı emek-sermaye karşıtlığındaki rolü sarı saçlı mavi gözlü bir fabrikatöre layığıyla denk düşen Ali Beye “sıkıntı ettiği şeyden” kurtulması için pek çok öneride bulunduk. En naifi seve seve “dert ettiği şeyi” daha doğrusu “şeyleri” paylaşabileceğimizdi mesela.

Ama ülkenin en büyük iş damlarından biri olan Ali Beyi bile zincirlerinden başka kaybedecek şeyi olmadığına inandıran gerçekte neydi, üzerinde durmadık.

“Allah kerim tek yol devrim” kıvamına gelişinde Marks’la kırkından sonra tanışmış olması mı etkili olmuştu? Sanmıyorum, ta Amerikalarda iyi eğitim almıştı, yani “imana gelmesi” için daha müsait zamanları olmuştu kendisinin.

Öyle ise Ali Beyin “Marksist” olayazmasında, Marksist olan pek çok kişi gibi Marksizm’den ziyade Marksistler rol oynamıştı belli ki.

Kelime oyunu yapmıyorum bu Marksizm’in en müzmin problemidir. Hatta Kapitali İncil’den sonra en çok basılan-okunan kitaplar arasında yer alan Marks’ın büyük sorunu da popülaritesinden kaynaklanır.

Hatta “Marksın en büyük talihsizliği bu kadar çok Marksist olması” diye yakınanları ipe dizseniz buradan köye (burada köylülük sınıf değildir, olsa hakkında kakarakikiri yapamazdık) yol olur.

Öyle ki zamanla Marksizm, Marksizm’i en az bilenlerin duayen sayıldığı seküler bir çileciliğe dönüşmüştür.

İşte muhtemelen, zincirlerinden başka kaybedecek ciddi anlamda “şeyi” olan bir iş adamının ağzından hepimizi şaşkınlığa gark eden o cümlelerin dökülmesinin müsebbibi de, fena halde Marksizm’den bir haber “Türkiya” soludur. Ali Bey de pek çok sermaye sahibi arkadaşı gibi Türk tipi Marksizm’le Gezi’de tanıştı.

O güne dek “servet düşmanı” diye duyduğu bu komünist Marksistlerin hiç de öyle olmadıkları gördü…

 

Devamı Cins Dergi Aralık sayısında..