Bizde niye bir Steve Jobs çıkmıyor?

Akletmemiz için geri çekilmemiz ve neye ihtiyacımız olduğunu belirlememiz şart. Bunun için en son ihtiyacımız olan şey aramızdan bir Steve Jobs çıkması mesela. Steve Jobs bütün dünyayı saran kanserin, tefeciliğin, adına Kapitalizm dedikleri suç ve isyan düzeninin urudur. Steve Jobs deme de Bill Gates de. Steve  Jobs deme de Steven Spielberg de. Stephen Hawking de. Bizde niye ur çıkmıyor? Bu soruyu mu buldun? Niye çıkmıyormuş. Aferin.

EREN SAFİ

İsmet Özel’den alıntılayarak Waldo’nun sorusunu soralım. Doğru soru ‘burada neden bir Steve Jobs yok’ değil, ‘neden orada bir Steve Jobs var’ olmalı. Henry sen neden oradasın demiş ya hani. Hah. Neden orada bir Rothschild var, Rockefeller var, zalim, gözü dönmüş, katil deyince bir Hitler’i hatırlıyoruz da neden orada bir Churchill var Stalin var Polpot var Leopold var, var oğlu var. Sormuyoruz. Meşhur hikâyedir. Amerikan başkanlarının aslında sadece vitrini dolduracak birer kukla olduğunu anlatmak için Reagan örneğini verirler. ‘Burada öyle güçlü bir sistem var ki biz bu düzeni gerizekalı bir Hollywood yıldızı olan Ronald Reagan’ı başkan koltuğuna koysak bile mükemmelen sürdürürüz’ demişler. Üç yaşındaki çocukların bile artık ezbere bildiği gibi o sistem her bir Amerikan başkanından bir Stalin çıkaran bir toplu katliam makinası çıkaran sistemdir. O sistem dünyanın üzerine bankaları, üniversiteleri, demokrasileriyle, petrol, silah, ilaç şirketleriyle zulüm kusan faiz, pislik, facia kusan dünyanın üstüne teknoloji kusan fitne,  isyan, sosyal medya, çarpıtılmış haberler kusan, uyuşturucu kusan, bencillik, fuhuş, livata, alkol, kumar kusan, katliam kusan, dünya tarihinin gördüğü en medeni sistemdir. Ve bizim Allah belamızı versin ki nasıl bir yamyam, barbar medeniyetsek bizden bir Steve Jobs çıkmıyor.

KUCAKTAN KUCAĞA

Daha dün odunla belimize vurdular. Bizi Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkaslardan, Balkanlardan kıra kıra Anadolu’nun içine attılar. On milyon Müslümanı göz göre göre, bağırta bağırta katlettiler. Yüz yıldır Bağdat’ı, Şam’ı, Hicaz’ı, Afrika’yı kan gölüne çeviriyorlar. Yerin altında ve üstünde değerli ne varsa türlü hileyle, savaşla, numarayla kazıdılar, çaldılar. Birinci Dünya Savaşı, hırsızlığın, zulmün, Müslümanlardan intikam almanın zirvesidir. Her petrol kuyusunun başına adına kral dedikleri, şeyh dedikleri, başkan dedikleri soytarı bekçiler diktiler. Cetvel, Ortadoğu ülkelerinin sınırları söz konusu olduğunda kullanılan meşhur metafordur. Petrol kuyularının çevresine cetvelle çit çektiler. Adına sınır deniyor. Allah için İslam dünyasına bakın. Petrollerimiz yüz yıldır batının deposuna akıyor. En zeki, en iyi yetişmiş çocuklarımız şansları varsa o da, modern efendilere köle olmak için can atıyor. Siyasetçilerimiz önce hangimiz oturacak kucaklarına diye birbirini yiyor. Cemaatlerimiz kucakta. Alimlerimiz kucakta. Şirketlerimiz kucakta. Üniversitelerimiz, sanatçılarımız, askerlerimiz, tarımımız, hayvancılığımız, sanayimiz kucakta. Steve Jobs niye çıkmıyormuş.

Çok temel bir meselemiz var. Bunu çözmeden akletmeye başlayamayız. Düşünmeye, mantık kurmaya, zihinsel faaliyetlere demiyorum özellikle. Akletmeye diyorum. Akletmeye başlayamayız. Akletmediğimiz müddetçe de Allah yüzümüze bakmaz. Arap baharında da, Suriye’de de, Mısır’da da özellikle Gezi olaylarının başlama düdüğü çalındığı günden itibaren bizim ülkemizde de aynı körlüğü yaşıyoruz. Önünü arkasını, oyuncuları, sebepleri, sahneyi bilmeden sadece birkaç saniye bakabildiğimiz bir fotoğraf üzerine bütün hayatımızı hatta ahiretimizi etkileyecek bir cevap isteniyor bizden. Hık mık diyene kadar fotoğraf değişiyor. Tam yeni fotoğrafta ne var anlayacak gibi olduğumuzda şak başka bir yeni fotoğraf geliyor. Bu sefer bambaşka bir coğrafya, bambaşka karakterler ve bambaşka bir delilik, manyaklık, çıldırma sebebi. Sonra bir daha…

Devamı Cins Dergi Şubat sayısında..

Posted in Genel