Furkan Çalışkan: “Gelse de Trenden”

Modern şair genellikle kelimeleri alıkoyar. Günümüz şiiri, alıkonulan kelimenin arzını yapar. Ona gücünü aşan bir beklenti yükler. Oysa kelimelerin birçok fikri ya da durumu “gerçekten sözlüğü terk ederek” taşımak için ne kadar yoksul olabileceği gerçeği modern şairlerin bir sorunsalıdır. Çobanoğlu ise kelimelerle çok farklı bir ilişki tutturmuştur.

FURKAN ÇALIŞKAN

Modern zamanlarda biçim, öze ilişkin bir el çabukluğudur. Sahip olmanın, varlık üstündeki geçici zaferidir. Fakat modern insan buna ihtiyaç duyar. Şiirin estetik niteliklerinin biçim-öz ilişkisinin türevleri olmasının da artık belirleyici bir yanı yoktur. Merkezini kaybeden insanın, süreksizlikler ve ontolojik belirsizlikler içinde gizlenen ya da ertelenen varlığının temsili, ifşası ve keşfi şiirin nedensellikleridir artık. Biçim deneyleri, metin enstalasyonları, gramer bozumları modern şairin gündelik hayatın anarşisini şiire taşıma çabalarıdır. Öte yandan bu çabalar eğer teklif, tavır ve buluş içermiyorsa sadece linguistik bir mesele olarak kalır. Eğer bu üç olgu yerli yerindeyse premodern biçimlerin ihyasının da son derece cesur bir hamle olduğunun altını çizmek istiyorum. Hece vezninin artık modern şiir çemberinin dışında, folklorik bir öğe olarak değerlendirildiği bir dönemde bu formu kullanarak marjinal bir çıkış yapan Süleyman Çobanoğlu’nda, şairin önce kendini gerçekleştirip sonra tekniğe tahakküm kurmasının en iyi örneklerini görebiliriz. Şiiri mümkün kılan teknik ile tekniği mümkün kılan şiir arasında bir yerdedir onun şiiri. Estetik-teknik ikiliğinden daha iyi bir meselesi vardır. Daha iyi bir meselesi olduğu için bu biçim riskini alabilmiştir.

Bu sebeple hece vezninin tekrardan modern şairin seçeneklerinden birisi olması açısından yaptığı katkının ötesine bakmak gerektiğini düşünüyorum. Başa dönersek şiir eleştirisi de bir bakıma şiire karşı bir el çabukluğudur. Lakin ben bu dilemmayı çekici bulurum. Üstelik çekici bulduğum tek dilemma da bu değildir. Şiirin beynelmilel niteliklerinin dil tarafından ancak milli olduğu ölçüde kendisini gerçekleştirmeye izin vermesi de ilginçtir. Ziya Gökalp’in “Hars millîdir, medeniyet beynelmilel” teklifi aklımızda bulunsun, çağımızın kültür endüstrisi ve onun global mekanizmaları arasında bir dişliye dönüşmemesi bu hususu düşünmek için bir başlangıç olacaktır.

Behçet Necatigil, “Şiir Anlayışım, Dil Tutumum” başlıklı yazısında şöyle der: “Yazı sanatları içinde en millî olanı şiirdir.” Bunu şairin hem toplumun hem şiirin geçmişi ile kurduğu ilgilere, sürdürücülüğüne, devraldığı toplama dayanarak söyler. Şairin “sürdürme” yöntemi, hatta “sürdürmeme” tercihi de bu toplama dahildir. Necatigil’in şiirin milliği meselesindeki tespiti başka bir bakış açısına ihtiyaç duyar. Fars şiirinin- birkaç talihli sapma haricinde- en iyi Hafız reprodüksiyonuna ulaşma çabası içinde bugüne gelmesi gibi değildir Türk şiiri. Türk şiirinde sürdürücülük devamlı bir yıkım-yapım döngüsü içindedir. Şiirimizin zenginliği ve gücü buradan ileri gelir. Beynelmilel niteliklerinin ancak milli olduğu ölçüde kendisini gerçekleştirmesinin mekanizması böyle çalışır. Adına imkânsızı ihlal etmek diyelim. İhlali imkânsız kılan bir durumun içine kendisini sokmaz şiirimiz. Hiç olmayacak bir zamanda Çobanoğlu’nun hece vezni ile modern şiirin en başarılı örneklerini vermesi boşuna değildir. O halde “Gelse de Trenden” şiiri üzerinden biraz daha derine inelim.

gelse de trenden ikimiz insek camları buğulu iki tas çorba
bir kitap – çantana korkup tutunmuş kağıdı samandan şiiri zorba.

Çobanoğlu şiiri üzerinden modern şiire dair böyle bir şerhe yönelmemin sebebi, bu şiirin bizzat eleştiriyi en yalın noktasına hatta hiçliğe indirgeyebilmesidir. Bu noktayı Novalis şöyle açıklar mesela; “Şiir eleştirisi, bir saçmalıktır. Karar vermesi bile zordur ama verilebilecek tek karar, bir şeyin şiir olup olmadığıdır.’’ Çobanoğlu şiiri bu bağlamda radikal bir tavır içerisinde, müthiş bir kesinliktedir. Novalis’in bahsettiği “karar’’, modern şiir sarkacının karasız dengesindeki en doğru yerde sabitlenmektir. Nedir bu
sabit? Bir şeyin şiir olup olmadığı…

Devamı Cins’in 2019 Haziran sayısında…

Posted in Genel