Halk eğitimlidir. En genel manada nerede duracağını, nerede yürüyeceğini, nerede koşacağını bilir. Tepkileri hemen her seferinde doğrudur. Bu tepkileri ‘doğru’ olmaktan çıkartabilmenin anahtarıysa ‘halkı eğitmek lazım’ cümlesidir.
İSMAİL KILIÇARSLAN
Birinci mermi
‘Halktan biri’ diyoruz değil mi bazıları için. Bu, halkın aşağıda bir yerlerde, ‘halktan biri’ dediğimiz adamın da yukarıda olduğunu, fakat o adamın ‘halka yakın’ durduğunu belirtmek için bulunan bir terkip değil mi? Halt etmişler. En genel manada var oluşuyla, duruşuyla, kavrayışıyla ‘halkın ta kendisi’ olmaktan daha yüksek bir makam, mevki, şan yok. Bir kont olan Tolstoy’un bize anlatıp durduğu da budur işte: ‘Halktan biri’ olmak değil, bizatihi halk olmak. O duyuşu, o hissedişi anlamak değil, bizatihi yaşamak.
İkinci mermi
Halk nedir peki? Ansiklopedi diyor ki ‘bir milleti oluşturan çeşitli toplumsal kesimlerden veya meslek gruplarından oluşan insan topluluğuna denir halk.’ İyi diyor. Böylelikle ‘halktan kopuk’, ‘halkı anlamaktan uzak’ diyerek tesmiye edilen insan teklerinin aslında tam olarak nerden kopuk ve nereye uzak olduğu da çıkıyor gün yüzüne. Halk olamaz, halktan olamazsan milletten olma şansın da yok. Yani geçmişten geleceğe nispet edilen bir soyun yok. Yani soysuzsun halkı anlamıyorsan. Mesela darbe yapmaya kalkışıyor ve halkın sokağa inip tepki vereceğini tahmin etmiyorsan… Halk tanklara karşı koymaya giderken sen market kuyruğunda makarna sırasına giriyorsan… Neyse.
Devamı Cins Dergi Ekim 2016 sayımızda…