Türkiye’de siyaset saf haliyle yürümez. Çünkü öngörülemez, çünkü değişkendir, vuku bulana kadar kesinlik barındırmaz, bilhassa ittifaklar, ilişkiler, adaylıklar akşam yatarken farklı sabah kalktığınızda farklı olabilir.
ERCAN YILDIRIM
Türk siyaseti, Türk devleti gibidir; bir koalisyondur, farklı yapıların ittifakıyla hayat bulur. O yüzden bizim milli ideolojimiz birlik, beraberlik, kardeşlik söylemi üzerinden gelişir. Öyle ki Anadolu’nun İslamlaşması sürecinde farklı boy, soy, kimliklerin müşterek ideal ve kader etrafında birleşmesiyle millet aşamasına kavuşmuştur.
Türkiye’de siyaset saf haliyle yürümez. Çünkü öngörülemez, çünkü değişkendir, vuku bulana kadar kesinlik barındırmaz, bilhassa ittifaklar, ilişkiler, adaylıklar akşam yatarken farklı sabah kalktığınızda farklı olabilir.
Saf siyaset yani bütünleşik, doğrudan ülke yönetimine odaklanmış bir nevi bürokratik işleyişe dayalı sistem bizde gözükmez; bu açıdan Anadolu insanı politize olmuştur, siyaseti bilir, siyaset yapar, siyaseti takip eder. Zira Anadolu’nun başından dumanlar, buhranlar, çatışmalar, fırtınalar eksik olmaz!
Her zaman söylendiği gibi eğer sorun istemiyorsanız, kafanız olaylardan bunaldıysa İskandinav ülkelerinde soluklanabilirsiniz.
Anadolu toprakları her daim canlı, her zaman sorunlu, kavgalı, çatışmalıdır. Alman, İngiliz, Fransız seçmenlerinin işi kolay, seçim dönemi geldiğinde siyasete yoğunlaşır, bizde siyaset severken de nefret ederken de yapılır, sokakta, kışlada, okulda, evde, hastanede…
Siyaset her yerde, her yer siyasettir! Futbolun içinde siyaset, sanatın tam göbeğinde politika bulunur; klasik müzik konserinin bizzat kendisi bir siyaset aracı olabildiği gibi türkülerden marşlara, tiyatro gösterisinden mimariye kadar hayatımız siyaset, siyasetimiz ise hayattır. Çünkü bilindiğinin ve zikredildiğinin tersine Türk insanı birey olmanın ötesinde ayrıca öznedir; eyleyen, başı ve sonu belirlenmiş tez barındıran bir özne… o yüzden her birey bizde siyasetin bir ucundan tutar.
Devamı Cins Mart 2018 sayısında…